Borsada kendi bilgilerinizi kullanarak para kazanma yolları – Scala Yayıncılık

Peter Lynch Amerikalı yatırımcı, yatırım fonu yöneticisidir. Yazdığı Borsa’da Tek Başına mutlaka okunması gereken bir kitap. Bu kitaptan bazı notlar aldım. Bazı olmayabilir, biraz fazla not ama önemli.

  • Hisse senetlerine yatırım yapmak bilim değil sanattır.
  • Siz, siz olun borsanın bir kumar olduğunu söyleyenlere kulak asmayın.
  • Max Heine, Micheal Price: Mal varlıkları yüksek olan şirketlerin hisselerini uygun zamanlarda yarı fiyatına alır ve fiyat yükselince satarlar.
  • Borsacılıkta önemli olan şey rakiplerinizden daha farklı bir kafa yapısına sahip olmaktır.
  • Eğer bir hissenin fiyatı düşerse ama şirket hakkındaki temel veriler olumluysa hisseleri elden çıkarmamak, hatta daha çok hisse almak en akıllıca davranış olacaktır.
  • Fon yöneticileri sanılanın aksine, gelecek vaat eden hisseleri satın almamak için bahane arar.
  • Başarı önemli bir şeydir ama başarısız olunduğunda kimsenin sizi ayıplamaması daha da önemli bir noktadır. (Fon yöneticileri için)
  • Wall Street’de bir yasa vardır: Müşterinin parasını IBM’de kaybeden borsacı işini asla kaybetmez.
  • Hisse satın almaya karar vermeden önce kendinize sormanız gereken sorular:
    • Bir evim var mı?
    • Borsaya yatıracağım paraya başka bir işete ihtiyacım var mı?
    • Beni borsada başarıya ulaştıracak özelliklere sahip miyim?
  • Yatırımcıların çoğu yakın vadede borsanın yükseleceğine inanarak rahat bir nefes alıp arkalarına yaslanınca bilin ki ekonomi yakında inişe geçecektir.
  • Dikkatsiz bir yatırımcı sürekli olarak üç duygusal aşamadan geçer: endişe, mutluluk ve teslim olma. Önce borsanın düşeceğinden ya da ekonominin kötüye gideceğinden endişelenerek uygun hisseleri uygun fiyata almaz. Sonra bu hisseleri yüksek fiyattan satın alır ve fiyatlar yükseldiği için mutlu olur. Aslında endişeye kapılıp ilgili şirketleri iyice araştırması gerekirken o yan gelir yatar. En sonunda da elindeki hisselerin değerleri düşünce pes eder ve bunları zararına satar.
  • Asıl ters yatırımcı ortalık yatışana kadar bekler ve kimsenin dikkatini çekmeyen, özellikle de Wall Street’in uykusunu getiren hisseleri satın alır.
  • Borsada para kazanmak için borsanın geleceğini tahmin edebilme yeteneğine sahip olmaya gerek yok.
  • Mutlaka tahmin yürüteceksen, sık tahmin yürüt.
  • Sıkıcı bir iş yapan şirket, en az sıkıcı isimli bir şirket kadar iyidir. Hatta bu ikisi bir araya gelirse sonuç muhteşem olur.
  • En karlı hisseler, her zaman için yavaş büyüyen ya da hiç büyümeyen sanayilerden çıkar.
  • Yapılan iş açısından sıkıcı ve moral bozucu olan, üstelik yavaş büyüme gösteren sanayilerde rekabet olmaz.
  • Hisse alımlarına altrenatif uygulanan diğer yöntemler ise şunlardır:
    • Temettüleri arttırmak
    • Yeni şubeler açmak
    • Piyasaya yeni ürünler sunmak
    • Yan kuruluşlar satın almak.
  • Yanına kesinlikle yaklaşmayacağım bir hisse varsa o da en moda sanayinin en moda kuruluşuna ait, gazetelerde hakkında en çok yazı çıkan, her yatırımcının otobüste ya da trende kulağına çalınan ve bu toplumsal baskı yüzünden kendini satın almak zorunda hissettiği hisselerdir.
  • Moda hisseler durdurak bilmeden korkunç bir hızla yükselirler ama bu yükselişler ardında ancak kuru gürüldü olduğu için düşüşleri de o denli hızlı olur.
  • Uzak durmanızı öğütleyeceğim bir başka hisse türü ise “geleceğin IBM’i, McDonalds’ı, Intel’i olarak tanıtılan şirketlere ait hisselerdir.
  • Biri bana telefon edip büyük bir sır veriyormuşçasına bir hisse adı fısıldadığında bilirim ki bu hisseyi çoktan yedi mahalle duymuştur.
  • Fısıltı hisseleri hep insanın aklını çelecek bazı özelliklere sahiptir ve duygulara hitap ederler. Herkesin burnuna öyle güzel kokular gelir ki, kimse gerçekten mangalda et var mı diye dönüp bakmaz.
  • Ürünlerinin %25 veya %50’sini tek müşteriye satan şirketin durumu sallantılıdır.

  • Kazançlar hakkında geniş bilgi edinmek isteyen herkesin ilk öğrenmesi gereken şey f/k oranıdır.
  • İşin en önemli kısmı bir şirketin gelecekteki kazançlarının tahmin edebilmek.
  • Bir kuruluşun gelecekteki kazancını tahmin edemezseniz bile en azından kazançlarını nasıl artırmayı planladığını öğrenebilirsiniz. Sonra da düzenli olarak bunun gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol etmeniz gerekir.
  • Bir hisseyi satın almadan önce:
    • Bu şirketle niçin ilgileniyorum?
    • Şirketin başarılı olması için ne gerekiyor?
    • Şirketin karşısındaki engeller neler?
    • Kuruluş son 10 yıldır kazancını sürekli artırmış mı?
    • Karı yüksek mi?
    • Temettülerini düzenli ödemiş mi?
    • Ekonomik durgunlukta dahi, temettülerini sürekli artırmış mı?
    • Kuruluşun katıldığı yeni projeler kendisine kar sağlayacak mı?
  • Mal varlığı açısından zengin bir şirketse;
    • Varlıkları neler?
    • Değerleri nedir?
  • İflasın eşiğinden dönmüşse;
    • Karını artırmak için ne planlar yaptı?
    • Bu planlar başarılı olabilecek mi?
  • Orta Tempolu ise;
    • F/K oranı
    • Hisse fiyatının sürekli artıp artmadığı
    • Kazanç oranının artıp artmayacağı
    • Artacaksa neyin sayesinde artacağı

  • Henüz kendini kanıtlamamış bir kuruluşa yatırım yapmakta acele etmeyin.
  • Profesyonel borsacılar her zaman ilgilendikleri kuruluşları ararlar, amatörler ise her nedense bunu akıl edemezler.
  • Bir iş ne kadar hassas ve riskli ise o işte çalışanların iyimserliği o derecede yoğundur.
  • Yüksek kazanç ve ucuz bir merkez ofis tam anlamıyla ideal bir kombinasyondur.
  • Önemli bilgiler her zaman ucuz kağıda basılır.
  • Nakit toplamının borca oranla yüksek olduğu bilanço iyi bir bilançodur.
  • Uzun vadeli borçları, nakit toplamından çıkarırsak “Net Nakit” pozisyonunu elde ederiz.
  • Dengeli bir hisse fiyatına sahip şirketlerin f/k oranı büyüme hızına eşittir.
  • Bir hissenin f/k oranı 15 ise şirketin yılda aşağı yukarı %15 büyümesi gerekir. Ama f/k oranı büyüme hızının altındaysa hisse fiyatı gereğinden düşük demektir.
  • Büyüme hızı yüzde 12 olan f/k oranı 6 olan bir şirket sizin açınızdan son derece karlı olabilir. Tam tersi durumda olan bir şirketten uzak durmanızı tavsiye derim.
  • Büyüme hızı: Yıllık kazancının, önceki yıl kazancıyla karşılaştırılması ile elde edilir.
  • Temettü varsa:
    • X şirketi %3 temettü ödüyor, büyümesi %12.
    • Bunu f/k ‘ya böl 12+3/10 = 1.5
    • Bu sayı 1’in altındaysa şirketin başarılı olduğu söylenemez.
    • Başarılı şirketler için bu oranın 2 ve üzeri olması gerekir.

  • Borç unsuru;
    • Şirketin ne kadar borcu var ve ne kadar mala sahip?
    • Öz sermayeye karşı borçları ne kadar?
  • Bir şirketin mali durumunu anlamanın en kolay yolu; öz sermayeyi bilançonun sağ tarafındaki borç ile karşılaştırmaktır.
  • Normal bir bilançoda %75 oranında öz sermaye, %25 oranında ise borç görülür.
  • Bir kriz halinde kazanan ve kaybeden tarafı belirleyen şey sadece borcun miktarı değil, borcun şeklidir. Bir banka borcu vardır, bir de uzun vadeli özel borçlar:
    • Banka borçları (ki bunlar en kötü borç şeklidir) talep edildiği an ödenmek zorundadır.
    • Uzun vadeli borçlar (bunlar hissedarlar açısından en avantajlı borçlardır) durum ne kadar kötü olursa olsun, borçları faizi ödemeye devam ettiği sürece geri istenmezler. Ana para 10 – 15 -20 yılda geri ödenebilirler. (Şirket Tahvilleri)

  • Fazladan gelir peşinde olan yatırımcılar temettü ödeyen hisseleri ödemeyenlere tercih etmelidir.
  • Temettü ödeyen hisselerin bir avantajı da temettünün hisse fiyatının düşmesini engellemesidir.
  • Köklü ve ağır tempoyla büyüyen şirketlerin hisseleri temettülerini sürekli olarak ödedikleri ve düzenli aralıklarla artırdıkları için kriz anlarında büyük ilgi görürler.
  • Öte yandan temettü ödemeyen küçük şirketler bu sayede daha hızlı büyüme gösterebilirler. Ellerindeki parayı işlerini geliştirmede kullanırlar.
  • Ben dinamik ve hızlı büyüyen bir şirketi her zaman için uyuşuk, eski ama temettü ödeyen bir kuruluşa tercih ederim.
  • Eğer bir hisseyi sırf temettüsü için alacaksanız, kuruluşun bu temettüyü ekonomik durgunluk ya da kriz anlarında ödeyip ödemeyeceğini iyice araştırın.

  • Defter değeri genellikle şirketin asıl değerini göstermez.
  • Bilançonun sol yanında bulunan ve değerleri gerçek değerlerinin üzerinde gösterilen mal varlıklar tam anlamıyla göz boyarlar; çünkü buna kanan yatırımcılar sağ taraftaki borçları göremez olur. (Önemli olan iflas anındaki satış değeridir.)
  • Bir hisseyi defter değerine göre satın alacaksanız, bu değerin gerçekte neyi ifade ettiğini iyice araştırın.
  • Örnek: Monsanto ar-ge çalışmalarının masraflarını da zarar olarak gösterebilmektedir. Demek ki bir gün bu çalışmalar sona erip yeni ürünler ortaya çıktığında kazançlar aniden fırlayacak. eğer bunu önceden görebilirseniz büyük bir avantaja sahipsiniz demektir.

  • Bir şirket bir diğer kuruluşun hisselerine sahipse bu hisseler gizli mal varlığı konumundadır.
  • Çok para kazanmak için sürekli harcama yapmak zorunda olmayan kuruluşlara yatırım yapmayı severim. Gelen nakit akışı, giden nakit akışını karşılamak zorunda olmamalı.
  • Bazı kuruluşlar, kazançları yüksek olmasa da nakit akışı yüzünden gayet iyi bir yatırım sayılabilirler.
  • Bunlar genellikle ellerindeki tesis ve araçları yenilemeye uzun süre gerek duymayacak olan kuruluşlardır.
  • Şirket bir yandan amortisman vergiden muaf olduğu için vergiden tasarruf edecek, öte yandan da tesisler henüz yeni olduğundan bunları modernize etmek için para harcamak zorunda kalmayacaktır.

  • Bir kuruluş satışlarının %10 arttığını söyleyerek övünebilir ama elde mevcut mal %30 oranında arttıysa durup düşünmek gerekir.
  • Öte yandan eğer bir şirket bir durgunluk yaşıyorsa ve mevcut mallar azalmaya başlamışsa bu iyiye işarettir.
  • Yeniden canlanan şirketlere yatırım yapmadan önce kuruluşun altından kalkamayacağı kadar büyük bir emekli sandığı olup olmadığını kontrol ederim.
  • Eğer ilgilendiğini kuruluş, fiyatlar artsa da insanların vazgeçemeyeceği bir ürünün sahibiyse sırtınız yere gelmez

  • Büyüme hızı ile ilgili unutulmaması gereken bir şey; normal koşullar altında yılda %20 hızla büyüyen ve f/k oranı 20 olan bir şirket, büyüme hızı 10, f/k oranı 10 olan bir şirketten çok daha karlıdır.
  • Bir bilançonun en önemli kısmı son satırı, yani vergiler çıktıktan sonra kalan karı gösteren kısmıdır.
  • Farklı sanayilerin vergi öncesi kar hadlerini birbiri ile karşılaştırmak yararlı olabilir. en yüksek kar haddine sahip olan firma hemen hemen her zaman en düşük maliyetle çalışabilen firmadır ve bu tür firmaların ekonomik krizleri kolay atlatabilme şansları yüksektir.
  • Vergi öncesi kar haddi bir şirketin zor durumlarla başa çıkıp çıkamayacağının iyi bir göstergesidir.
  • Ancak kimi zaman düşük kar haddi bir firma için avantaj haline gelebilir. Örneğin bir durgunluk döneminden sonra işler yeniden canlanmaya başladığında bundan en fazla yarar gören şirketler, düşük kar hadli şirketlerdir.

  • Büyümekte olan her kuruluşun yaşamında 3 dönem vardır; işe yeni girilen “başlangıç aşaması”, kuruluşun yeni pazarlara açıldığı “yayılma aşaması” ve artık yayılmasını durdurduğu “olgunluk” ya da doyma aşaması.
  • İlk aşama yatırımcılar açısından en riskli olandır; çünkü şirketin başarısı henüz kanıtlanmamıştır.
  • İkinci aşama en güvenli ve en karlı dönemdir, çünkü şirket elindeki başarılı formülü değişik pazarlarda kullanarak büyümeye devam etmektedir.
  • Üçüncü aşama ise en sorunlu aşamadır çünkü şirket artık büyümesinin sınırlarına gelmiştir ve kazancını artırmak için yeni yöntemler bulmak zorundadır.
  • Hissesini aldığınız kuruluşun durumunu düzenli olarak kontrol ederken bir aşamadan diğerine geçip geçmediğini anlamaya çalışın.

Son Kontrol:

Bütün hisseler için gerekli bilgiler:

  • F/K Oranı: İlgilendiğim şirketin f/k oranı aynın sanayideki rakip kuruluşlara göre yüksek mi düşük mü?
  • Yatırımcı kurumlar kuruluş hisselerinin ne kadarına sahip? Bu yüzde ne kadar düşükse sizin için o kadar iyi.
  • Şirket yöneticileri hisselerini alıyor mu? Şirket kendi hisselerini geri alıyor mu? İkisi de iyiye işarettir.
  • Kazanç artış oranı. Kazançlar düzenli ve dengeli mi yoksa her döneme göre değişiyor mu? (Kazançların fazla önem taşımadığı tek hisse türü mal varlığı açısından güçlü şirketlerin hisseleridir.)
  • Şirketin bilançosu sağlam mı? zayıf mı? (Borç/Öz sermaye oranı) uzmanlar mali durumuna kaç puan veriyor?
  • Nakit toplamı?

Ağır Tempolu Kuruluşlar

  • Bu hisseler daha çok temettüleri için alınıyor. (Başka ne sebebi olabilir ki ?)
  • Öncelikle temettülerin düzenli olarak ödenip ödenmediğine ve artırılıp artırılmadığına bakın.
  • Kazancının ne kadarının temettü olarak ödendiğini bulmaya çalışın.
  • Temettü yüzdesi düşükse, şirket mali kriz dönemlerinde güvence altında demektir.

Orta Tempolu Kuruluşlar:

  • Bunlar kolay kolay iflas etmeyecek olan büyük şirketlerdir.
  • Önemli olan hisse için ödediğiniz fiyattır.
  • F/K oranı hisse fiyatının gerçek değerinin üzerinde olup olmadığını size gösterecektir.
  • Satın alınan yan kuruluşları gözden geçirin. İleride şirketin kazançlarını olumsuz yönde etkileyebilirler mi?
  • Şirketin uzun süreli büyüme hızına bakın, son yıllarda aynı hızı tutturabilmiş mi?
  • Hisseyi elinizde uzun süre tutacaksanız, şirketin ekonomik durgunluk dönemlerinde ve borsa krizlerinde nasıl bir performans gösterdiğini öğrenin.

Döngüsel Kuruluşlar:

  • Şirketin elindeki mevcut mallara ve arz-talep ilişkisine özellikle dikkat edin. Piyasaya yeni giren şirketleri izleyin. Bunlar sizin için pek olumlu olmayabilir.
  • Döngünün sonuna doğru işler canlanmaya başlayıp, kazanç en yüksek noktasına çıkınca f/k oranında da bir azalma olacaktır.
  • Eğer yatırım yaptığınız sanayiyi yakından tanıyorsanız, kuruluşun döngünün hangi noktasında olduğunu kolayca anlayabilirsiniz. (Örneğin otomotiv sanayi, 3-4 yıl canlı, 3-4 durgundur.)

Hızlı Büyüyen Şirketler:

  • Şirketin kazancını artırması beklenen ürünün, kuruluşun ürünleri arasında büyük bir yer tutup tutmadığını öğrenin.
  • Son yıllardaki kazanç artışını öğrenin. (Ben genellikle %20 ile %25 arası artış gösteren şirketleri tercih ederim. %25’in üzerine kuşku ile yaklaşmakta yarar var.)
  • Kuruluş başarısını birden fazla kent ya da bölgede kanıtlamış, böylece yayılmaya başlamış olmalı.
  • Şirketin gelişmesi sonra ermiş olmamalı.
  • Hissenin f/k oranı büyüme hızına yakın mı?
  • Kuruluşun yayılması hızlanıyor mu yoksa yavaşlıyor mu?
  • Kuruluşun hisseleri yatırımcı kurumların portföyünde bulunmamalı.
  • Analistler henüz şirketin kokusunu almış olmamalı.

Yeniden Canlanan Şirketler:

  • En önemlisi, şirket alacakları ile başa çıkabilecek mi?
  • Elinde ne kadar nakit var?
  • Borcu ne kadar? Borç yapısı nasıl? elinde nakit yoksa, borçlarını iflas etmeden nasıl ödeyecek?
  • Şirket nasıl canlanacak? Kendisine zarar getiren kuruluşları satabiliyor mu?
  • Satışlar ve iş anlaşmaları artıyor mu?
  • Masraflar azaltılıyor mu? Azaltılıyorsa bunun etkisi ne olacaktır?

Mal Varlığı Açısından Zengin Kuruluşlar:

  • Mal varlığının değeri nedir? Gizli mal varlıkları var mı?
  • Kuruluşun borcu ne kadar? (Önce alacakları aradan çıkarmak gerekiyor.)
  • Şirket yeni borçlar alarak mal varlıklarının değerini azaltıyor mu?
  • Hissedarlar bu mal varlıklarının yararını görebilecekler mi?

Portföyde kaç hisse bulunmalı?

  • İşin püf noktası belirli bir sayıda bulundurma kuralına kulak asmadan hisseleri teker teker incelemektir.
  • Şu iki durumda bulduğunuz kuruluştan mümkün olduğunca fazla hisse almaya çalışın:
    • Kuruluşun içinde bulunduğu sektörü çok iyi tanıyorsanız.
    • Araştırmalarınız sonucunda şirketin benzerlerinden daha farklı ve olumlu özellikleri olduğunu öğrendiyseniz.
  • Elinizde mutlaka değişik hisseler bulunsun diye bilmediğiniz şirketlere yatırım yapmanın bir anlamı yok. Böyle bir strateji bütün yatırımlarınızı bir anda silip süpürebilir.
  • Tek bir hisseye para yatırmak da mantıklı olmaz. Bu hisse görünüşte ne kadar hızlı olursa olsun, önceden tahmin edemeyeceğiniz bir takım olaylara kurban gidebilir.
  • Küçük portföyler için en uygun hisse sayısı 3 ila 10 arasıdır. Bunun avantajları:
    • Eğer 10’luk hisse peşindeyseniz, elinizde ne kadar çok hisse varsa 10’luk hisse bulma şansınız da o derecede yüksek olacaktır. (10’luk –> fazla kazandıran)
    • Elinizde ne kadar çok hisse varsa bunlar arasında para alışverişi de o kadar kolay olur. Bu benim borsa stratejimin önemli bir parçasıdır.

Stratejim:

Fonun;

  • %30 – %40’lık bir bölümünü hızlı büyüyen şirketler.
  • %10 – %20’lik bir bölümünü orta tempolu şirketler.
  • %10 – %20’lik bir bölümünü döngüsel şirketler.
  • Kalan bölümünü yeniden canlanan şirketelere ayırırım.

Bütün sektörlerdeki fırsatlara açığım ve eğer yeniden canlanan şirketler, hızlı tempolu kuruluşlardan daha karlı görünürse, yukarıdaki yüzdeleri hemen değiştirip, ağırlığı onlara kaydırabilirim.

Para Dağılımı:

  • Ağır tempolu şirketlerin risk ve kar oranı da düşüktür.
  • Orta tempolu şirketlerin riski azdır, getirdikleri kar ise vasattır.
  • Mal varlığı açısından zengin şirketler, eğer bu mal varlıkları gerçekten değerliyse, düşük riskli ama yüksek karlı kuruluşlardır.
  • Döngüsel şirketler düşük riskli ve yüksek karlı olabilecekleri gibi yüksek riskli ve düşük karlı da olabilirler. Her şey döngünün hangi noktasında olduğunuzu anlayıp, anlamamanıza bağlıdır.
  • Hızlı büyüyen şirketler ve yeniden canlanmakta olan şirketler yüksek riskli ve yüksek karlılardır.
  • Son derecede başarılı olan bir şirketin hisselerini fiyatı gerçek değerinin üzerindeyken satın almak ve bu nedenle kar edememek tam bir trajedidir.

  • Ben borsadaki her yeni gelişmeye ayak uydurabilmek için elimdeki hisseleri sürekli kontrol eder, gereken alım, satımları yapmaya çalışırım. ama çok gerekmediği sürece elimdeki hisseleri nakit paraya çevirmemeye gayret ederim. Bu borsayı terk etmek anlamına gelir. Ben elimdeki parayı sürekli olarak borsada tutar ve bazı durumlarda bir hisseden diğerine kaydırırım.
  • Kimileri fiyatı çıkan hisseleri satar, değer kaybeden hisseleri elinde tutar. Bu da çiçekleri koparıp, dikenleri sulamak gibi bir şeydir. Bazı yatırımcılar da tersini yapar, bu da pek mantıklı bir strateji sayılmaz. Her iki strateji de başarısızlığı makhumdur çünkü temel özelliklerden değil, geçici dalgalanmalardan harekete geçer.
  • Eğer portföyünüzde zararı durdurma emri varsa daha baştan kaybetmeye mahkumsunuz demektir. Bu emri verirken zaten hisseyi zararına satmayı kabul ediyorsunuz demektir.
  • Bir kuruluşun sağlam olduğuna ve gelişmeye devam ettiğine inandığınız sürece hisseleri elden çıkarmayın. Bunun karşılığını bir kaç yıl içinde alacaksınız.

Bir hisseyi almak için en iyi zaman, sizin makul bir fiyata sağlam bir mal bulduğunuza inandığınız gündür ama yine de en iyi alımların yapılabileceği iki dönemden söz edilebilir.

  • Bunlardan birincisi yıl sonu vergi satışlarıdır. Hisselerdeki en büyük düşüşler ekim ve aralık ayları arasında gerçekleşir. Bu dönem noel zamanıdır ve borkerlar da bizim gibi hediye alacak paraya ihtiyaç duyarlar.
  • Yatırımcı kurumlar da yılın sonunda kendilerine zarar getiren hisseleri satarak, portföylerini temizlemeye çalışırlar. Bu toplu satışlar hisse fiyatlarını düşürür.
  • İstediğiniz hisselerin bir listesini tutarak, bunları yıl sonunda ucuz fiyata satın almak mümkün olacaktır.
  • Hisse alımı için bir diğer uygun zaman ise menkul kıymetler borsasında bir kaç yılda bir gerçekleşen kriz, düşüş ya da sarsıntı anlarıdır.****

  • En kararlı ve aklı başında yatırımcılar bile zaman zaman hisselerini bir an önce satmalarını öğütleyen sese kulak verirler.
  • Borsa konusunda verilen öğütler, ister iyi ister kötü olsun insanın beynine kazınıyor.
  • Şirket yöneticilerinden biri hisse satmaya başladı diye bir kuruluşa yatırım yapmaktan vazgeçmek büyük bir hatadır.
  • Bir hissenin fiyatı düştükten sonra onu satmamak gerçekten zordur. Eğer etrafınızda hisseleriniz satmanızı öğütleyen kişiler varsa önce hisseleri ilk başta ne için almıştınız onu düşünün ve ona göre karar verin.
  • Nice yatırımcı para arzı artışı yüzünden borsanın düşeceğini duyduğu için son derece sağlam hisselerini satmıştır.

Hisse fiyatları hakkında söylenen en saçma (ve en tehlikeli) 12 şey:

  • Bu kadar düştükten sonra artık daha fazla düşemez.
  • Bir hissenin inebileceği en düşük fiyat önceden bellidir.
  • Bu kadar çıktıktan sonra artık daha fazla çıkamaz.
  • Alt tarafı hisse başına 3$ (Ben bir hissenin ister 50 dolar ister 1 dolar olsun değeri 0’a inince sonucun aynı olacağını ancak 20 yılda anladım.)
  • Her inişin bir çıkışı vardır.
  • Günün en karanlık saati şafaktan hemen öncedir.
  • Hisse tekrar 10 dolara çıkar çıkmaz sat.
  • Niye endişeleneyim? sağlam hisselerin fiyatları zaten fazla oynamaz.
  • Beklemenin sonu yok.
  • Şu kaybettiğim paralara bak. Keşke o hisseyi alsaymışım. (Başkalarının karını kendi zararınız saymak borsa için pek mantıklı bir düşünce tarzı değil. Bu düşünce tarzının en kötü yanı normalde almayacakları hisseleri almaya yöneltmesi.)
  • Bu tren kaçtı, bir sonrakini yakalarım.
  • Opsiyonlar ya da vadeli işlemlerden kar edebilmek için profesyonel borsacı olmak neredeyse şart.
  • Portföy sigortası planına göre vadeli işlem satın alırken hisselerinin bir bölümünü otomatik olarak satmalarını gerektiriyor, bu toplu satış da borsayı daha da düşürerek, vadeli işlem alımlarını ve yine satışları hızlandırıyor.