Göstergelerin işaret ettiği oluşumları daha dramatik olarak etkileyen parametre süre değişkenidir. Süre değişkeni, bir göstergenin geriye dönük kaç işlem çubuğunu baz aldığını belirler. Örneğin, bir hareketli ortalamanın süre değişkeni 20 olması, o hareketli ortalamanın 20 çubukluk (20 periyotluk) sürenin ortalamasını baz aldığını gösterir. Burada süre değişkenini bilerek çubuk (veya periyot) olarak ifade ediyorum, çünkü bu periyot kullanılan fiyat grafiğine göre değişmektedir. Örneğin, günlük grafikler kullanılıyorsa 20 gün, haftalık periyotlar kullanılıyorsa 20 hafta veya saatlik grafikler kullanılıyorsa 20 saat olacaktır.
Seçilen süre ne kadar kısaysa gösterge o kadar fazla al veya sat sinyali üretir. Bunun avantajı, bir gösterge ne kadar çok sinyal üretiyorsa oluşan dip ve tepeleri de o kadar zamanında yakalıyor demektir. Dezavantajı ise ne kadar çok sinyal gelirse riskin de o kadar artıyor olmasıdır. Madalyonun diğer tarafında, seçilen süre ne kadar uzunsa gösterge o kadar az al veya sat sinyali üretir. Bunun dezavantajı, bir gösterge ne kadar az sinyal üretiyorsa dip ve tepeleri de o kadar geç yakalıyor demektir. Avantajı ise, gelecek olan sinyallerin de o denli güvenilir olacağıdır.
Hareketli Ortalamalar:
Hareketli ortalamaların asıl işlevi fiyatlardaki dalgalanmaları düzleyerek (yumuşatarak) ana trendleri daha ne bir şekilde belirlemektir.
Hareketli Ortalamalar Ne İşe Yarıyorlar?
Hareketli ortalamaların temel bazda üç ana işlevi bulunur:
- Piyasanın ne yöne doğru trend yaptığını belirlemek,
- Oluşan fiyat değişkenliğini (volatiliteyi) daha düz bir çizgiye indirgeyip fiyat zikzaklarının çıkardığı gürültüyü azaltarak, ana trendleri görmemizi sağlamak (düzleme işlevi)
- Fiyat tepe ve diplerini belirlemek.
Hareketli ortalamaların temelinde yatan ilke, eğer piyasadaki alım baskısı satış baskısından daha fazla ve kuvvetliyse, fiyatların ortalamadan daha yukarda; öte yandan eğer satış baskısı alım baskısından daha fazla kuvvetliyse, fiyatların ortalamadan daha aşağıda olacağıdır. Eğer fiyatlar ortalamalardan daha yukarıdaysa, bu bir yukarı trendin, ve tam tersi olarak, eğer fiyatlar ortalamalardan daha aşağıdaysa bu da bir aşağı trendin mevcudiyetine işaret eder.
Kısa vadeli amaçları olan bir yatırımcı, elbette fiyat hareketinde oluşan hemen hemen her mini tepe veya dipten istifade etmek isteyecek, dolayısıyla da o her mini tepe veya dibi belirlemek zorunda kalacaktır. Bunu yapabilmesi için de elbette çok ‘hızlı’ bir hareketli ortalama kullanması gerekir.
Yavaş hareketli ortalamaların iki zaafı bulunur:
- Başlayan piyasa hareketine geç iştirak edildiğinden, olası karların bir kısmından feragat edilir.
- Dönüşler geç yakalanacağından pozisyondan çıkış sinyali geç gelir ve karlı olan bir pozisyonun kağıt karlarının tamamı realize edilemeyeceği gibi, zararlı pozisyonların da büyümesine sebebiyet verebilir.
Hareketli ortlamalarda al-sat sinyalleri:
Hızlı olan çizgi yavaş olanı yukarı kestiğinde AL, aşağı kestiğinde SAT.
Tek hareketli ortalama kullanılan piyasalarda, hemen hemen tüm teknik analistler, eğer tek bir hareketli ortalama kullanılacaksa, bu ortalamanın mutlaka ‘yavaş’ (uzun vadeli) bir ortalama olması ve az sinyal üretmesi gerektiği konusunda görüş birliğine varmışlardır.
İki hareketli ortalama:
Hızlı olan (süresi kısa olan) hareketli ortalama, yavaş olanı yukarı kestiğinede alım, aşağı kestiğinden satış yapılacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken tek unsur, seçilen sürelerin birbirine çok yakın olmamasıdır.
İki hareketli ortalama kullanırken hangi bileşimin uygulanması gerektiği konusunda ilk esaslı araştırma ve öneri Donchian’dan gelmiştir. Evrensel olarak kullanılan bileşimler:
- 5-20,
- 9-18 veya
- 10-30 olarak özetlenebilir.
İki hareketli ortalama kullanırken uygulanabilecek yöntemlerden bir tanesi de, bir tür filtre sistemidir. Bu sistemde AL sinyali için kapanış fiyatının her iki ortalamanın da üzerine çıkması, SAT sinyali için de kapanış fiyatının her iki ortalamanın da altına inmesi beklenir.
Uzun vadeli (yavaş) hareketli ortalamanın yükseliyor olması ana trendin yukarı olduğunu gösterir.
Üç hareketli ortalama:
İki hareketli ortalama kullanma yöntemi, yatay piyasalarda ve kısa vadeli zikzaklarda kötü bir şekilde çuvallayan, tek hareketli ortalamaların bu zaaflarını bir ölçüde azaltır ama yine yatay piyasalarda gelen sinyallerin önüne geçmez. İşte bu tür işlem yapılmaması gereken sürelerde, nötr bir alan yaratmak amacıyla üç hareketli ortalama kullanma gündeme gelir.
Bu yöntemi açık bir şekilde özetleyecek olursak, pozisyona girerken (yani ister alım isterse de açığa satış olsun, yeni, bir pozisyon açarken) daha temkinli ve muhafazakar davranılıp yavaş bileşimin (9-18) sinyalleri alınarak biraz daha geç giriliyor. Bunun tam aksine, kağıt karların geri piyasa kaptırılmasını önlemek amacıyla da, daha hızlı bileşim (4-9) kullanılarak açılmış pozisyonlardan daha hızlı ve optimum bir şekilde çıkılıyor.
Üç hareketli ortalama kullanmanın temelinde yatan ilke şu: Başarılı bir sistemde pozisyon kapatmak, pozisyon açmaktan daha hızlı yapılmalıdır. Pozisyon açış, yavaş ve seçici bir süreç olmalı ve bu bir sinyal veya kırış beklenmeli, kapatışlar da bir yandan karlı pozisyonda mümkün olduğu kadar çok oturmayı sağlayacak kadar yavaş ama öte yandan kağıt karların piyasaya geri teslim edilmesini önleyecek kadar hızlı olmalıdır.
Hareketli ortalamalar trendin yönünü belirtmek gibi bir yetenekleri olmasına rağmen, trendin kuvvetini göstermezler.
Teknik analiz kitaplarında bir göstergenin nasıl işlediği açıklanırken verilen örnekler hep işleyen örneklerdi. Hiç kimse o göstergenin çalışmadığı bir örneği vererek göstergeyi izah etmeye çalışmaz.
Kaydırılmış hareketli ortalamaların getirdiği iyileştirme, aşırı sayıda gelen sinyallerin önlenmesi, dolayısıyla zararlı olabilecek işlemlerin ve işlem maliyetlerinin asgariye indirilmesi. Yalnız şunu akılda bulundurmak gerekir ki, fazlasıyla yatay ve trendsiz piyasalarda zaten trend takip edici olarak tanımladığımız hareketli ortalamların hiç biri iyi sonuç vermeyecektir.
Murphy kitabında, Arthur Sklarew’in kaydırma süresini belirlemek için seçilen normal hareketli ortalamanın kare kökünü kullandığını belirtmiştir.
Trend içinde kaybolma eğilimi olan bu zikzakları (döngüleri, yani tepe ve dipleri) ortaya çıkarmanın bir yöntemi de ‘trendsizleştirme’ dir. Mevcut trendi yok ettiğiniz zaman, o zikzaklar daha belirgin hale gelecektir. Fiyat hareketini trendsizleştirmek için yine bir hareketli ortalama kullanılır. Trendsizleştirme yönteminin bizim stratejimizde yer almayacak olmasının en büyük nedeni döngüselliği baz alışıdır.
Hareketli Ortalamaların Zaafları ve Filtreler
- Hareketli ortalamaların en büyük avantajı (bundan 100 yıl önce Charles Dow’un öğrettiği gibi) her zaman trend yönünde sinyal veriyor olmalarıdır.
- Öte yandan, yine tarih göstermiştir ki, trend yapmayan yatay piyasalarda son derece kötü sonuç vermektedirler. Bunun nedeni, henüz kendine yön edinmemiş bir ortamda, aşırı gereksiz sayıda sinyal verip hem zarar ettirmekte hem de işlem maliyetlerini artırmakta oluşlarıdır.
- Hareketli ortalamların bir başka avantajı da, tamamen mekanik oluşları sayesinde, duygusallığı ortadan kaldırıp disiplin sağlamalarıdır. Ne var ki, bu mekanizasyon, ek kural ve filtreler uygulanmadan devreye girdiğinde, açık pozisyon zararlarını kabul edilemeyecek miktarlara çıkartabilir.
- Hareketli ortalamalar sadece trendin yönününü gösterirler, kuvvetini değil.
- Hareketli ortalamaların gelecekteki fiyat hareketinin yönünü tahmin etme gibi bir yetenekleri yoktur.
- Hareketli ortalama sistemlerinin ürettiği al/sat sinyalleri, diğer trend takip edici sistemlerin ürettiği sinyallerle hemen hemen aynı ve eşzamanlıdır. Dolayısıyla, yatırımcıların çoğunluğunun aynı anda işlem yapmaya kalkışmaları, arzu edilen yerde pozisyona giriş veya çıkışı olanaksız kılabilir.
- Hareketli ortalamalar ardışık göstergeler olduklarından gelen sinyaller çok geç kalabilir. Bunun sonucunda, pozisyonlara geç girilebildiği gibi çıkışlarda da kağıt karların büyük kısmı eriyebilir.
- Seçilen (veya optimize edilen) hareketli ortalama parametreleri yapılan testlerde çok iyi sonuçlar verebilir ama gerçek piyasa koşullarında bu performansı tekrarlayabilmek çok güç olabilir.
- Yapılan testler, hareketli ortalamaları baz alan stratejilerin performansında aşırı volatilite tespit etmiştir. Aşırı performans volatilitesi aşırı risk demektir.
- Bu zaafları asgariye indirmek için bazı önlemler almak gerekir:
- ‘Trend yapmayan piyasalarda kullanmamak’ gibi ek kurallar kullanılmalıdır. Örneğin DMI / ADX göstergesi kullanarak, yatay piyasalarda gelen sinyaller göz ardı edilebilir.
- Hiçbir strateji tek başına hareketli ortalamalara dayandırılmamalıdır. Beraberinde diğer göstergeler de kullanılmalıdır. Bunun en iyi yöntemi, bizim de bu cildin sonunda uygulayacağımız gibi, hem trend takip edici hem de aşırı alım / aşırı satış göstergelerinden oluşan bir sepet kullanmaktır.
- Her hareketli ortalama kullanan stratejide FİLTRE kullanılmalıdır. Genelde iki tür filtre uygulanır:
- Fiyat filtreleri: Bu pozisyona girmeden fiyat hareketinin başka bir koşulu daha yerine getirmesini beklemek anlamına gelir. Örneğin, teyit almak için sinyal üreten kesişmeyi en yüksek veya en düşüğün değil kapanış fiyatının gerçekleştirmesi istenebilir. Bir başka uygulamada, fiyatın kesişme noktasının belli bir miktar geçmesi bu teyidi verir. Hatta sinyal yönünde harekete geçmeden piyasanın yeni bir en yüksek yapması beklenebilir. Sıka kullanılan bir başka fiyat filtresi de bir sıkışma alanının kırılmasını veya belli bi grafik formasyonunun sona ermesini bekleyerek teyit almaktır.
- Zaman filtreleri: Bu, sinyal üreten kesişmeden sonra pozisyona girmeden önce bir müddet beklemek anlamına gelir. Örneğin kesişmeden bir gün sonra, iki kapanış sonra, iki saat sonra gibi uygulamalar ani hareketlerin yol açacağı zararları engelleyebilir.
Optimizasyon:
Optimizasyon her ne kadar bize teknolojinin hediye ettiği faydalı bir araçsa da, yanlış kullanıldığında ve suistimal edildiğinde bir canavara dönüşebiliyor. Bunun nedeni, geçmişte iyi sonuç vermiş parametrelerin gelecekte de aynı güzel sonuçları doğuracağı varsayımı. Geçmişte iyi sonuç vermiş parametrelerin gelecekte işlemeyebileceğini kabul etmek gerekiyor. Yine de, geçmişte test edilerek elde edilen bulgulara gelecekte, yani gerçek piyasa koşullarında kullanmak herhalde rastgele seçilen parametreleri kullanmaktan daha iyidir…
Yüzde getiri:
Performans salt TL kazanç bazında ölçüldüğünde yanıltıcı olacağından, ölçümün sistemin uygulanması için gerekli olan fonlarla karşılaştırıldığında elde edilen % getiri olarak yapılması çok daha anlamlıdır.
Risk Ölçümü:
Aynı TL miktarda kazanca ve yüzde getiriye sahip iki sistemin içerdiği riskler birbirlerinden çok farklı olabilir. Bu riski ölçmenin çeşitli yolları bulunur. Bunlar arasında Sharpe Oranı, Azami Hesap Erimesi ve Oranı, Azami Kayıp, Üst üste zarar eden işlem sayısı, Başarı Oranı, Risk / Kazanç Oranı gibi çeşitli ölçümler kullanılabilir.
Parametre İstikrarı:
En iyi parametre dizisi belki test edilen zaman süresi için en iyi performanı vermiştir ama bu süre içinde neler olup bittiğine de dikkatlice bakmak gerekir.
Zaman İstikrarı:
Örneğin son üç ayı test edip en iyi performansı veren parametre dizisini bulmakla bu testi son on yıllık verilerde kullanmak arasında elbette büyük istikrar farkı vardır.
Bu gibi zaman istikrarı unsunu zayıflatacak yanlışlardan kaçınmak için ilk olarak test edilecek süre ve verilerin mümkün olduğu kadar çok olması ve testin bu verilerin tamamını kapsaması gerekir. LeBeau ve Lucas bu sürenin en az 30 işlem doğuracak uzunlukta olmasını önermektedirler.
Eğer bir önceki dönemde bulunan en iyi parametre dizisi yeni dönemde çalışmazsa ya tekrar başa dönerek kurallarda iyileştirme yapılır ya da yeni dönemde bir optimizasyon daha yapılır. Bu ikinci yönteme LeBeau ve Lucas ‘Kümülatif İleri Test’ ismini vermiştir.
Zarflar (Bantlar, Kanallar)
Hareketli ortalama zarfları (veya bantları, kanalları) temelde iki ana amaca hizmet ederler. Bunlardan birincisi, hareketli ortalamaların doğasında bulunan bir zaafı berteraf etmek içindir.
Zarfların kullanım amaçlarından ikincisi de, piyasa harektinin etrafına hareketli ortalamalar gibi hareket etme kabiliyeti olan birer destek ve direnç çizgisi çizebilmektir.
Sabit Hareketli Ortalama Zarfları:
Fiyatlar etrafında sabit genişlikte bir bant oluşturmak için kullanılan en yaygın yöntem, önce fiyatlar üzerine bir hareketli ortalama çizmek, daha sonra bu hareketli ortalamanın değerine belli bir rakam ekleyip çıkartarak bir üst bir de alt bant yaratmaktır.
Sabit bantlarda her iki yöntem de aynı sonuçları verir. Önemli olan bantın genişliğini geriye dönük testler yaparak doğru seçmektir.
Volatilite Zarfları
Sabit hareketli ortalama zarflarının uygulamada çıkardığı zorlukların en büyük nedeni bu zarfların ‘sabit’ oluşu. Başka bir ifadeyle, zarf genişliğinin hiç değişmemesi, değişen piyasa koşullarına ayak uyduramayan bir gösterge yaratıyordu.
Değişen piyasa koşullarının en önemli işaretinin volatilite olduğunu ve bantların volatiliteye göre daralıp genişlemesi gerektiğini ilk kez Marc Chaikin öne sürdü.
En Yüksek/En Düşük Bantları
Volatiliteyi de hesaba katan hareketli ortalama zarfı oluşturmanın en kolay yolu, kapanışları baz alan (ortadaki) hareketli ortalamaya sabit bir değer veya yüzde ekleneceğine, zarfın üst sınırını oluşturmak için en yükseklerin, alt sınırı oluşturmak için de en düşüklerin hareketli ortalaması çizilir.
En Yüksek / En Düşük bantları kullanırken uygulanacak olan strateji genellikle üst bant yukarı doğru kırılınca AL; fiyatlar tekrar orta banta dönünce ÇIK (sat); alt bant aşağı doğru kırılınca AÇIĞA SAT; fiyatlar tekrar (yukarı) orta banta dönünce ÇIK (geri al) olacaktır.
Bollinger Bantları
John Bollinger geliştirdiği bantların hesaplamasını şöyle ifade eder:
1. Aşama: sapma = ((F1-HO)^2 + (F2-HO)^2 + … + (Fn-HO)^2) / n
2. Aşama: Standart sapma = sapmanın kare kökü
3. Aşama:
- Üst Bant = BHO + 2 Standart Sapma
- Orta Bant = BHO
- Alt Bant = BHO – 2 Standart Sapma
- BHO = 20 günlük Basit Harketli Ortalama
- F = fiyat
- N = Ortalaması alınan süre
John Bollinger, 20 periyotluk bir hareketli ortalamanın alt ve üstüne 2 standart sapma değeri kadar birer bant çizer. Standart sapma, bir veri dizisinin (fiyatlar) bir ortalama değer etrafında nasıl konuşlandığını gösterir.
Bu fiyatın mutlaka geri döneceği veya hareketini durduracağı değil, bunu yapma olasılığının %95 olduğunu gösterir.
Bu bantlar profesyonel tarafından iki türlü yorumlanır ve farklı şekillerde AL / SAT sinyalleri verirler:
- Alt ve üst bantları birer destek ve direnç seviyesi olarak kullanıp (alt banta) yaklaşıldığında alım, dirence (üst banta) yaklaşıldığında satış yapılır. Riski azlatmak için de elbette, alım yapılır yapılmaz desteğin hemen altında (alt bantın biraz altında) bir zarar stopu uygulamak gerekir. Ne var ki bu tür işlemler, piyasa bir sıkışma alanı oluşturulduğunda, yatay hareket etmeye başladığında ve bantlar nispeten daha geniş seyrettiğinde yapılmalıdır.
- Fiyat hareketinin zarfı üstten veya alttan kırmasını beklemektir. Bu tarzın temelinde yatan mantık, büyük bir trendin fiyatların zarfı bir yönden kırıp çıkarak başlatacağı savıdır. Burada yapılması gereken tek şey, zarfın dışında gerçekleşecek ilk kapanışın istikametinde pozisyona girmektir. Bu sayede, önemli bir trend henüz başlangıcında yakalanır. Burada zarar stopu genellikle ters taraftaki bandın altına konulur ve pozisyondan karla çıkış için ya önceden belirlenmiş bir kar hedefi, ya da bir iz süren stop yöntemi uygulanır ya da fiyatların en azından orta banda kadar dönemesi beklenir.
Teknik analiz yuvası palavra yumurtlarının kuluçkaya yatırılması için çok elverişli olduğundan, yukarıdaki uygulamaları yaparken yatırımcının kendisine karşı dürüst davranması ve yanlış yorumlardan uzak durması gerekir.
Bant genişliği göstergesi bize, düşen volatilite dolayısıyla iyice daralan bantların sonunda doğal olarak oluşan bir kırışın, gerçekten de kuvvetli bir trendin başlangıcı haline gelip gelmeyeceğini teyit eder. Grafiklerde bant genişliği histogram olarak çizilir ve bu histogramın da tepe ve diplerini belirlemek için üzerine bir hareketli ortalama çizilir. Bant genişliğinin sıfıra yakın dip yapması, BB’nın iyice daraldığını ve piyasanın önemli bir harekete gebe olduğunu gösterir. Bu hareketin başlangıcı da, histogramın hareketli ortalamasını yukarı kesmesiyle teyit olur.
MACD (Moving Average Convergence Divergence)
Teknik analizin en istikrarlı göstergelerinden biri olan MACD ilk kez 1979 yılında Gerald Appel tarafından geliştirilmiştir. MACD içeriğinde bulunan hareketli ortalamaların birbirlerine yaklaşıp uzaklaşarak oluşturduğu sinyalleri ifade etmek için kullanılır.
MACD göstergesinin nüvesini biri hızlı, diğeri yavaş 2 adet üslü hareketli ortalama oluşturur. Gerald Appel bu üslü hareketli ortalamaların değerlerini 12 ve 26 periyotluk olarak belirlemiştir.
12 periyotluk üslü hareketli olrtalamanın değeri 26 periyotluk olandan büyük olduğunda, MACD pozitif bir değer taşıyacaktır. (+). Diğer tarafta 12 periyotluk üslü hareketli ortalamanın değeri 26 periyotluk olandan küçük olduğunda, MACD negatif bir değer taşıyacaktır. (-)
MACD eğer pozitif tarafta yükselmeye devam ediyorsa, bu hızlı hareketli ortalamanın yavaş olanın üzerinde olduğunu ve aradaki mesafeyi açtığını gösterir ki bu da fiyatların ortalamalardan daha hızlı yükseldiğini yani piyasanın bir yukarı trend içinde olduğunu ifade eder.
MACD çizgisi hala pozitif tarafta ama alçalıyor ise, bu hızlı hareketli ortalamanın hala yavaş olanın üzerinde olduğunu ama aradaki farkın kapandığını gösterir ki bu da piyasanın hala yukarı bir trendde bulunduğunu, ancak yukarı trendin kuvvetini yavaş yavaş yitirdiğini ifade eder.
MACD eğer negatif tarafta alçalmaya devam ediyorsa, bu hızlı hareketli ortalamanın yavaş olanın altında olduğunu ve aradaki mesafeyi açtığını gösterir ki bu da fiyatların ortlamalardan daha hızlı düştüğünü, yani piyasanın bir aşağı trend içinde olduğunu ifade eder.
MACD çizgisi hala negatif tarafa ama yükseliyor ise, bu hızlı hareketli ortalamanın hala yavaş olanın altında olduğunu ama aradaki farkın kapandığını gösterir ki bu da piyasanın hal bir aşağı trendde bulunduğunu, ancak aşağı trendin kuvvetini yavaş yavaş yitirdiğini ifade eder.
Öte yandan, sıfır çizgisinin en çok üstüne, ne de çok altına inmeden sıfıra yakın bir yerlerde hemen hemen yatay olarak hareket bir MACD çizgisi de piyasanın trendsiz olduğunun göstergesidir
MACD tepe yapıp yönünü aşağıya çevirdikten sonra Sinyal Çizgisi’ni aşağı kesmedikçe o tepeye ‘tepe’ demiyor, oluşumu ‘tepe’ olarak tanımlayıp SAT sinyalkini almak için bu kesişmenin oluşmasını bekliyoruz. Diğer tarafta, MACD dip yapıp yönünü yukarı çevirdikten sonra Sinyal Çizgisi’ni yukarı kesmedikçe o dibe ‘dip’ demiyor; oluşumu ‘dip’ olarak tanımlayıp AL sinyalini almak için bu kesişmesini bekliyoruz.
O halde alım satım kuralımızı, MACD, Sinyal Çizgisi’ni yukarı kırarsa AL, aşağı kırarsa SAT olarak özetleyebiliriz.
MACD’nin kendisinin 9 periyotluk üslü hareketli ortalamasıyla yaptığı kesişmeleri almamızın iki nedeni var:
- Hareketli ortalamaların her aşağı ve yukarı oynamada yön değiştirebilecekleri olasılığıyla ortaya çıkacak olan aşırı sayıda işlem yapma tehlikesini ortadan kaldırmak.
- MACD ile Sinyal Çizgisi’nin kesişmelerinden aldığımız al ve sat sinyallerinin, fiyat grafiği üzerindeki 12 ve 26 periyotluk üslü hareketli ortalamaların kesişmelerinden aldığımız sinyallerden çok daha erken gelmesi.
MACD’deki uyuşmazlık sinyalleri hayli etkildiir. Buna rağmen, mevcut trende karşı alınacak her kararı diğer göstergeler de desteklemeli ve kararlar asla bir tek göstergeye dayandırılmamalıdır.
Üç adet de uyarı ekleyelim:
- MACD göstergesi formülünde hareketli ortalamalr içerdiğinden ‘trend takip edici’ bir gösterge. Daha çok trend yapan piyasalarda kullanılmalı, yatay piyasalarda verdiği sinyaller mutlaka diğer göstergeler tarafından teyit edilmeli.
- MACD bir ‘aşırı alım / aşırı satım’ göstergesi olmadığından piyasanın fazla şiştiğini veya aşırı satıldığını gösterme kabiliyeti yok.
- Vade uzadıkça MACD’nin ürettiği sinyaller daha güvenilir oluyor. En iyi sonuçlar haftalık grafiklerde alınabiliyor.
CCI – Commodity Channel Index
CCI fiyatların ortlamalarından ne kadar saptığını istatistiksel olarak ifade eden bir çizgi yaratan formülü sayesinde, trend yapan piyasalarda son derece etkili bir şekilde kullanılabilir. Buradan da anlaşılacağı gibi CCI bir trend takip edici göstergedir.
CCI +100’ü yukarı kestiğinde AL, aşağı +100’e geri döndüğünde SAT
CCI -100’ü aşağı kestiğinde AÇIĞA SAT, yukarı -100’e geri göndüğünde AL (kısa pozisyon kapat)
Bu yorumun temelinde yatan mantık, ortlamasından belli miktar ayrılan fiyatın artık bir trend başlatmış olduğudur.
CCI’yı yorumlarken, diğer tüm göstergelerde yapacağımız gibi, göstergemiz ile fiyat hareketi arasında bir uyuşmazlık olup olmadığına bakmak gerekir.
CCI göstergesinden türeteceğimiz son sinyal de trend çizgilerinin kullanılmasıyla gelecek. Burada trend çizgilerini fiyat çubuklarının değil CCI eğrisinin üzerine çizerek sinyal üretiyoruz. Bu şekilde AL ve SAT sinyalleri fiyat çubuklarına çizilen trend çizgilerinin üreteceği sinyallerden daha erken geliyor.
RSI – Relative Strength Index
‘Aşırı alım / aşırı satım’ göstergeleri arasında en yaygınca kullanılanı RSI’dır. Welles Wilder tarafından, 1978 yılında yayınladığı New Concepts in Technical Trading Systems isimli kitabında geliştirilmiştir.
0 ila 100 arasında dalgalanan bir eğridir. Bu eğri hiçbir zaman bu sınırların dışına çıkamaz. Formülün bu şekilde tasarlanmış olması bize çok önemli bir avantaj sağlar. RSI eğrisi üst tarafta 100’ü, alt tarafta da 0’ı kıramayacağına göre, bu eğri 100’e yaklaştığında tepe, 0’a yaklaştığında dip yaptığı kabul edilir.
RSI çeşitli şekillerde yorumlanabilir:
Aşırı alım / Aşırı satım göstergesi olarak:
RSI’ın 100’e yaklaşması piyasanın artık şiştiğini, yani alımların doyuma ulaştığını, 0’a yaklaşıması da satışların abartıldığını, yani her an bir yukarı dönüş beklendiğini gösterir. Bu yorumun biraz daha netlik kazanması için analistler genellikle 30-70 veya 25-75 seviyelerini kullanırlar.
Bu yorumlama tarzı, yatay veya sıkışma alanları dahilinde hareket eden piyasalarla fazla dik eğimi olmayan ve/veya belli bir kanal içinde hareket eden ılımlı trendlerde, güçlü sinyaller verir.
Ne var ki, RSI gibi tüm aşırı alım / aşırı satış göstergelerinin en büyük zaafı, kuvvetli trend yapan piyasalarda işe yaramayışlarıdır.
Trend ve Destek/Direnç çizgileri ve Grafik Formasyonları gibi klasik teknik analiz araçları kolaylıkla RSI eğrisi üzerine uygulanabilir.
Her göstergede olduğu gibi, RSI eğrisi ile fiyat eğrisinin uyuşmaması önemli sinyaller verir.
Stokastik
Günümüzde hemen hemen her teknik analistin mutlaka kullandığı bir göstergedir. Stokastik göstergesi, bir yukarı trendde günlük kapanışların günlük işlem aralığının üst taraflarında, bir aşağı trendde kapanışların günlük işlem aralığının üst taraflarında, bir aşağı trendde de alt taraflarında yoğunlaşacağı varsayımı üzerine inşa edilmiştir.
0 ila 100 arasında gidip gelen iki çizgi üretir. Stokastikte aşırı alım ve aşırı satım bölgelerini belirlemek için 20 ve 80 çizgileri kullanılır.
Aşırı alım bölgesi olan 80’in üzerindeyken hızlı çizgi olan Yavaş %K, Yavaş %D’yi aşağı kesince SAT;
Aşırı alım bölgesi olan 80’in üzerindeyken hızlı çizgi olan Yavaş %K, Yavaş %D’yi aşağı kesince SAT;
Stokastik bir aşırı alım / aşırı satım göstergesi olduğu için yatay veya bir kanal içinde seyreden piyasalarda çalışır.
Her göstergede olduğu gibi Stokastikte de uyuşmazlık sinyallerine bakmak gerekir.
Momentum
Momentum göstergesinin en önemli özelliği hem trend yapan hem de yatay piyasalarda kullanılıyor olmasıdır. Dolayısıyla her teknik analistin göstergeler sepetinde mutlaka bulunması gerekir.
Momentum çizgisi sıfırın etrafında dalgalanan, bazen pozitif bazen de negatif değer taşıyan bir çizgidir.
Momentumu aşağıdaki gibi yorumlayabiliriz:
- Eğer momentum sıfırın üzerinde ve yükseliyorsa, mevcut yukarı trend kuvvetlenmektedir ve uzun pozisyonların korunması ve/veya kısa pozisyona girilmemesi gerekir.
- Eğer momentum sıfırın üzerinde ve duralamış veya düşüyorsa, mevcut yukarı trend zayıflamaktadır ve satış hazırlıklarının başlaması gerekir.
- Eğer momentum sıfırdaysa, bu bize yatay bir piyasa içinde bulunduğumuzu gösterir.
- Eğer momentum sıfırın altında ve düşüyorsa, mevcut aşağı trend kuvvetlenmektedir ve kısa pozisyonların korunması ve/veya uzun pozisyona girilmemesi gerekir.
- Eğer momentum sıfırın altında ve duralamış veya yükseliyorsa, mevcut aşağı trend zayıflamaktadır ve alış hazırlıklarının başlaması gerekir.
Momentum göstergesi 5 ayrı şekilde yorumlanabilir:
- Momentum sıfır çizgisini aşağı veya yukarı kesmesi
- Momentumun aşırı alım / aşırı satım göstergesi olarak kullanılması * Momentum tepelerinde satış, diplerinde alış
- Uyuşmazlık
- Trend Çizgileri
DMI – Directional Movement Index
Türkçe’ye Yönsel Hareket Endeksi olarak çevirebiliriz. Welles Wilder’ın kitabında açıklanan bu kavram o kadar çok yönlü ve o kadar faydalıdır ki, mutlaka her teknik analistin kullandığı göstergeler sepetinde yer almalıdır.
Zamanın sadece %30’unda trend yapan piyasalarda ‘trend takip edici’ gösterge ve trading sistemlerini kullanmak da, zamanın %70’inde para kaybetmek anlamına gelir.
Aşırı alım / aşırı satım göstergeleri de hem tek başlarına bu tür piyasalara çare olmamakta hem de kırk yılda bir yatırımcının önüne çıkan trendin daha başında aşırı alım veya aşırı satım sinyali vererek pozisyonu çok erken kapatmaktadır.
Bu iki ayrı disipline dahil göstergeler grubundan en iyi şekilde yararlanmanın çarelerinden bir tanesi de DMI göstergesidir. DMI o kadar çok yönlü bir kavramdır ki, hem piyasada trend olup olmadığını, trendin yönünü, kuvvetini gösterir, hem giriş çıkış sinyalleri üretir hem de diğer göstergelerle birlikte kullanılarak farklı stratejiler oluşturulmasına olanak sağlar.
DMI’dan gelen sinyaller bir trendin var olup olmadığını, o trendin hangi aşamasında olduğumuzu, trendin yönünü ve kuvvetini açıkça gösterebildiğinden, yatırımcı içinde bulunduğu koşullarda hangi tür göstergeleri, hangi şekillerde kullanacağını daha akıllıca tayin edebilir.
DMI göstergesinin üç parçası var:
- +DI
- -DI
- ADX
—
+DI, -DI’nın üzerindeyse piyasada yukarı baskı aşağı doğru olan baskıdan fazladır.
-DI, +DI’nın üzerindeyse piyasada aşağı baskı, yukarı doğru olan baskıdan fazladır.
—
- +DI yükseliyorsa yukarı trend kuvvetleniyordur.
- -DI yükseliyorsa aşağı trend kuvvetleniyordur.
- +DI tepe yapıp aşağı döndüyse, yukarı trend sona ermektedir.
- -DI tepe yapıp aşağı döndüyse aşağı trend sona ermektedir.
—
- +DI ile -DI arasındaki mesafe genişse, mevcut trend kuvvetli demektir.
- +DI ile -DI arasındaki mesafe açılıyorsa, mevcut trend kuvvetleniyor demektir.
- +DI ile -DI arasındaki mesafe daralıyorsa, mevcut trend zayıflıyor demektir.
- +DI ile -DI arsaındaki mesafe iyice kapanmış ve bu iki çizgi hem birbirlerine çok yakın hem de devamlı kesişip duruyorlarsa, piyasada trendsizlik (yatay ve sıkışık) var demektir.
—
+DI, -DI’yı yukarı kestiğinde alım, -DI, +DI’yı yukarı kestiğinde satış yapılabilir.
+DI ve -DI arasındaki farkın histogramına DIOSC deniyor.
—
+DI, -DI’nın üzerindeyken DIOSC histogramı pozitif (+)
-DI, +DI’nın üzeri,ndeyken DIOSC histogramı negatif(-)
—
ADX (Average Directional Movement Index)
Yorumlanması:
- ADX piyasanın trend yapma eğilimini ölçer.
- Eğer piyasada bir trend varsa (aşağı veya yukarı) ve devam ediyorsa ADX yükselir.
- Eğer piyasa yataysa veya mevcut trend sona eriyorsa, ADX düşer.
- Yani ADX trend olup olmadığını gösterir, trendin ne tarafta olduğunu değil.
- Dolayısıyla ADX bir aşağı trendde de, yukarı trendde de yükselecek, trend olmayan durumlarda düşecektir.
- Eğer ADX yükseliyorsa, trend kuvvetleniyordur. Bu trend takip edici göstergelerin kullanılabileceğini gösterir.
- Eğer ADX düşüyorsa, trend ölüyordur. Bu trend takip edici göstergelerin kullanılmaması gerektiğini gösterir. Bu durum aşırı alım / aşırı satım göstergelerinin önemini artırır.
- ADX ne kadar yüksekse mevcut trend o kadar kuvvetli, ne kadar düşükse piyasa o kadar trendsizdir.
- ADX’in değeri 20’nin altındaysa, piyasada trendsizlik var demektir.
DMI’ı nasıl kullanacağımızı özetleyelim:
- +DI ve -DI’ye bakarak trendin yönü ve kuvvetinin tespiti.
- +DI ve – DI’ye bakarak trendsizliğin tespiti.
- +DI ve -DI arasındaki farkı alarak (DIOSC) tepelerde satış diplerde alım sinyalleri almak.
- DIOSC ile fiyat arasındaki uyuşmazlıkları gözlemek.
- ADX’in yönüne bakarak trendin kuvvetinin tespiti.
- ADX’in yönüne bakarak trendsizliğin tespiti.
- ADX 20’nin altındaysa piyasa trendsiz.
- DI ve ADX kesişmelerinden gelen AL / SAT sinyalleri (özellikle pozisyondan çıkış zamanlamasının tespiti.
- ADX / ADXR ilişkisine bakarak piyasada trend olup olmadığının tespiti.
- En önemlisi DMI göstergesini (yani her üç çizgiyi de) diğer göstergelerle birlikte kullanarak hangi piyasa koşullarında hangi disiplinden (trend takip edici veya aşırı alım / aşırı satım) gelen göstergeye ne kadar ağırlık tanınacağının ve hangi sinyallerin alınıp hangilerinin çöpe atılacağının tespiti.
İşlem Hacmi Göstergeleri
Fiyat grafiklerinin altına çizdiğimiz işlem hacmi göstergeleri, aslında bize işlem hacmi hakkında sahip olmak istediğimiz her türlü bilgiyi veriyorlar.
Charles Dow: İşlem hacmi mevcut trendin yönünü desteklemelidir. Başka bir ifadeyle, eğer o trend devam edecekse, işlem hacmi artmaya devam etmelidir. İşlem hacminin azalmaya başlaması, mevcut piyasa yönünün değişeceğinin işaretidir.
OBV
OBV’nin hesaplanışı çok basit. Eğer son periyodun kapanışı bir önceki periyodun kapanışından yukarıdaysa, o son periyodun işlem hacmi, evvelden gelen kümülatif işlem hacmi rakamına ekleniyor. Eğer son periyodun kapanışı bir önceki periyodun kapanışından aşağıdaysa da, son periyodun işlem hacmi, evvelde gelen kümülatif işlem hacmi rakamından çıkarılıyor.
OBV bir kaç şekilde yorumlanabilir:
Bunların en basiti OBV eğrisinin fiyat eğrisi ile aynı oranda yükselip yükselmediğini (veya düşüp düşmediğini) tespit etmek.
Eğer OBV fiyatlarla aynı yeni en düşük veya en yüksekleri yapıyorsa, bu mevcut trendin devam ettiğini gösterir.
Fiyatlar yeni en düşükler yaparak bir aşağı trend tanımına uyarken, OBV’de aynı yeni en düşüklerin oluşmaması alış zamanının gelmekte olduğunun habericisi olur.
OBV’yi kullanmanın bir başka yolu da trend çizgilerinden faydalanmak.
OBV’yi yorumlamanın bir üçüncü yolu da üzerinde hareketli ortalama uygulamak.
Chaikin Osilatörü
Chaikin Osilatör’ünün arkasında üç önerme yer alır:
- Kapanışının o günün işlem aralığının orta yerinden yukarıda olduğu zamanlarda birikim, aşağı olduğu zamanlarda da dağıtım yapıldığı varsayımdır.
- Chaikin Osilatörü’nün ikinci önermesi, piyasalarda sağlıklı bir yükselmeye artan işlem hacminin (yani birikimin) eşlik edeceğidir.
- Üçüncü önerme, piyasaya para girişi (veya çıkışı) olup olmadığının bu şekilde izlenebilmesi savıdır. Para girişi/çıkışı fiyat hareketiyle karşılaştırılarak fiyat tepe ve dipleri tespit edebilir.
Chaikin Osilatörü’nün bize vereceği tek sinyal, uyuşmazlık sinyalleridir
MFI – Money Flow Index (Para Akışı Endeksi)
Eğer son periyodun ortalama fiyatı bir önceki periyodun ortalama fiyatından yukarıdaysa para girişi olmuştur. Eğer son periyodun ortalama fiyatı bir önceki periyodun ortalama fiyatından aşağıdaysa, Para Çıkışı olmuştur.
Chaikin MFI’nın iki şekilde yorumlanmasını öneriyor:
- MFI ile fiyat hareketi arasındaki uyuşmazlıkları gözlemek.
- Bu göstergeyi aynı RSI göstergesi gibi kullanmak. MFI göstergesinde sınırlar genellikle 20 ve 80 olarak alınıyor.
Özet (Piyasa Hareketlerine (Trend/Yatay) Göre)
Trend Yapan Piyasalarda:
MACD:
- MACD çizgisi, sinyal çizgisini yukarı kestiğinde AL
- AL sinyali ne kadar negatif bölgede, yani ne kadar dipten gelirse o kadar güvenilir * MACD çizgisi, sinyal çizgisini aşağı kestiğinde SAT
- SAT sinyali ne kadar pozitif bölgede, yani ne kadar tepede gelirse o kadar güvenilir * Pozitif uyuşmazlık gözlendiğinde AL
- Negatif uyuşmazlık gözlendiğinde SAT
CCI:
- Hareketli ortlamayı yukarı keserse AL
- Hareketli ortalamayı aşağı keserse SAT
- Uyuşmazlıklar
- Trend çizgileri
Yatay Piyasalarda:
RSI:
- Aşırı alım / Aşırı satım göstergesi olarak
- 70’in üzeri aşırı alım
- 30’un altı aşırı satım
- Trend ve Destek/Direnç çizgileri
- Başarısız dalgalar
- RSI 70’in üzerine çıktıktan sonra geri inip tekrar yükselmesinin ardından yaptığı tepenin ilk tepenin altında kalması ve müteakip düşüşün düzeltme dibini aşağı kırması kuvvetli bir SAT sinyali verir.
- RSI’ın 30’un altına indikten sonra geri çıkıp tekrar düşmesinin ardından yaptığı dibin ilk dibin üstünde kalması ve müteakip yükselmenin düzeltme tepesini yukarı kırması kuvvetli bir AL sinyali verir.
- Uyuşmazlık
Stokastik
- Aşırı alım bölgesi olan 80’in üzerindeyken hızlı çizgi olan yavaş %K, yavaş %D’yi aşağı kesince SAT
- Aşırı satım bölgesi olan 20’nin altındayken hızlı çizgi olan Yavaş %K, Yavaş %D’yi yukarı kesince AL
Her İkisi de:
- Momentum
- DMI
- OBV
- Chaikin Osilatörü
- MFI
Uyumsuzlukların Doğruluğu:
- Trend çizgileri takip edilmeli
- Fiyat yönünü çevirmeli
- İndikatör de yönünü çevirmeli